DİNLE’NELİM’’ NEDİR ?

Buradaki sistemin temeli olan ‘’Dinle’nelim’’ den bahsetmeye geldim.

Fakat bir konu hakkında bilgi vermeden evvel öncelikle soru sormanın daha işlevsel olduğunu düşünüyorum. 

O yüzden sormak isterim, senin için ‘’Dinle’nmek’’ nedir ?

En basit haliyle, şöyle örnekleyebiliriz: Ses çıkardığımız zaman biri bizi duysun isteriz. 

Fark edilmek için, ‘’Ben de buradayım.’’ demek için, 
Bağ kurmak için, 
Bu dünyayı deneyimlemek için…ve daha birçok şey.

Gel gelelim bazen sesimiz duyulmaz, bunun için sessizleşiriz. Sessiz çığlıklarımız da duyulmaz. 

Fark edilmediğimiz zaman, kendi iç gücümüz; içimizde sıkışmaya başlar. (Merhaba öfke :)

Burada hepimizin bildiği bir fizik kuralı çalışır: 
Herhangi bir şeyin potansiyel enerjisi; yani iç gücü; sıkıştıkça ve baskılandıkça, ARTAR. 

Ve o iç gücün nasıl dışarı çıkacağını her zaman tahmin edemeyiz. 

Fakat bir şekilde, çıkacaktır. 

Bastırılmış iç gücümüz, bazen bir hastalık olarak, bazen bir öfke patlaması olarak; herkesin hayatında farklı şekillerde ortaya çıkar. Herkesin fırtınası, kendine özgüdür.

Bütün hastalıklar, patlamalar ya da ‘’olumsuz’’ olarak adlandırdıklarımız :

‘’Beni dinle, fark et, dikkatini ver. Sana bir şey söylüyorum.’’ der.

O yüzden ‘’Yaşamsal’’ bir pratik diyorum. Çünkü dinlemediğimizde ve dinlenmediğimizde, sonucun nerelere gidebileceğinin ucu bucağı yok.

Ve aslında, bu bizim sorumluluğumuz.

Aklının, kalbinin, sezgilerinin, vücudunun sesi sana ne söylüyor ?

Diyelim ki bir yere davet edildin. 4-5 kişilik bir arkadaş grubunda, kafede oturuyorsunuz. O sırada herkes sohbet ediyor, sen de onları dinliyorsun.

Konuştukları konular…pek sana hitap etmiyor. Garsona davranışları, pek doğru gelmiyor. Zaten en başta pek de gidesin yoktu..:) Vücudun pek rahat hissetmiyor. Bir türlü rahat oturuşu bulamıyorsun. Çaresizce etrafına bakınıyorsun, belki seni kurtaracak bir şeyler olur diye…

İşte tam da böyle bir anda, seçim yapabilirsin.

‘’Şu an burada nasıl hissediyorum ?’’ 
‘’Ve nasıl bir yol izleyebilirim ?’’

Hayat, ‘’o an’’ kim olmayı seçtiğimizle ilgili olabilir mi ?

Biraz cesaretle :) o kafede ayağa kalkıp, şefkatli bir dille oradan ayrılabilme özgürlüğümüz vardır.

İşte hayatın içinden bir Dinle’me pratiği. :)

Şimdi bunu hayatınızdaki başka durumlara genelleyebilirsiniz. 

Çünkü siz dinlemediğinizde, hayat onu sizin fark edeceğiniz hale getirmeye başlar. 

Sizce hastalıklar tesadüf müdür ? Kendimizi ifade edemediğimizde neden boğazımızda bir acı hissederiz ? 

Ya da daha global bir örnek…

Covid sürecinde, herkesin evlerde kalıp kendine dönmesi bir tesadüf 
müdür  ? 

Yoksa,

Yıllar süren ‘’kendini dinlememe’’ halinin bir çeşit getirisi midir ?

Örnekleri arttırabiliriz..:)

Bu matematiği fark ettiğinizde, hayat daha yaşanılabilir, kabul edilebilir ve teşekkür edilebilir bir hale geliyor. 

Gel gelelim, bunu pratik etmenin yolları kişiden kişiye değişiyor. 

İşte onu gelin, birlikte keşfedelim.

Zaten, neden geldik ki bu dünyaya ? :)

Tutku ile.
 


3 min read
Share this post